Anasayfa » Sanat Terapisi

Sanat Terapisi

Sanat ile psikoloji uzun zamandır aynı masada konuşulan iki ayrı başlık olarak karşımıza çıkmakla birlikte; bu iki dalın ortak bir çatıda birleştiği bazı nüanslar bulunmaktadır. Bunlardan biri de kâğıt üzerinde yer alan ve sanatçısı tarafından yaratılan o anlamlı çizgilerdir. Psikoloji, anlam aramayı ve insan bilincini ifade ederken olabildiğince detaylandırmayı, analiz etmeyi çok sever. Keza sanat da çözümlenen bütün bu çizgilerden meydana gelir.

Çizgilerin, yapıtların kimi zaman ağızdan çıkamayanların yerine tercih edildiğini, sanat terapisti olan Patsy Howell Hall çok iyi şekilde açıklamıştır: ‘’Bazı duygular sözcüklerle anlatılamaz.’’ şeklinde düşüncelerini ifade eden Hall, sözcüklerle ifade edilemeyenler yerine sanatın tercih edildiğini savunmaktadır. Çünkü bilinmelidir ki resimler ve diğer bütün yapıtlar duygu ve düşünce mimarileridir. Konuşma yolu ile anlatılamayan hisler çizgilerle, renklerle dolayısıyla sanatla anlatılmaktadır. Sanat terapisi de bunun için vardır. Sanatta terapi; hisleri, duyguları çizgilerde, çizgilerin içindeki karmaşada barındırmak ve sonrasında sonucu bütüncül bir şekilde analiz etmektir.

Bu yöntem ile birlikte, ortaya çıkan ürünün sahibi tarafından ne anlama geldiğini, sahibinin üründe neyi ifade etmek istediğini anlamak, bu şekilde fikir yürütmek ve bir yargıya varmak mümkündür. Sanat terapisi genel olarak bir rehber eşliğinde gerçekleştirilmekte olup bu kişi genelde öğretmen olmaktadır. Aynı amacı güden ve aynı hislerle bir yola çıkmış grup ile hareket edilen bu terapi sürecini dileyen evde, parkta, uygun bulduğu herhangi bir yerde tek başına da gerçekleştirebilir. Bu, kişinin tercihine bağlı olacak şekilde gerçekleştirilebilir.

Unutulmaması gereken hususlardan bir diğeri de terapi sürecinde kâğıt üzerinde yaratılan imgelerin hiçbirinin bir denetim odağından, kontrol altında bulunmaktan uzak ve çerçeveleşmiş kurallardan yakınında bulunmaması gerektiğidir. Bütün bunlardan uzak, serbest bir zihin ile çalışmanın gerçekleşmesi terapi sürecinin çok daha sağlıklı işlemesini sağlayacaktır. Bunu yaparken kullanılan materyal yalnızca kalemler ve fırçalar değildir. Ahşap parçalar, kumaş parçaları, kil ve kum gibi materyaller de tercih edilebilmektedir. Çizim esnasında farklı odakları temele almak da kişinin tercihine bağlıdır. Örneğin hastalığı olan bir kişi hastalık duyduğu bölgelere ithafen bir çalışma yürütebilir. Bir koşucu, koşuya duyduğu ilgi ile ilgili bir çalışma yürütebilir. Bunlar şahsa özeldir. Bu, yukarıda bahsedilen düşünceleri sınırlamaya dahil edilemez. Çünkü süreci şekillendiren şey yine kişinin zihnidir, dış kalıplar değil. Dolayısıyla zihnin derinliklerinde yatan şey sizin özel gereksiniminiz, isteğiniz, hobiniz ya da bir özleminiz olabilir. Parlak renkler umutlarınızı; soluk renkler korkularınızı temsil edebilir. Düz çizgileriniz durgunluğunuzu; eğri ve hareketli çizgiler ise heyecanınızı temsil ediyor olabilir. Kimisi sorunlarını anlatırken çözümlerini de dile getirmiş olabilir. Hastalığını çizen bir kişi belki şifasını da anlatmıştır. Ya da hastalığının sebebini çözümleyenine itiraf etmiştir.

Öylesine yapılan karalamalar, rastgele oluşturulan ürünler ve iç dünyanın anlamlandırılması açısından oldukça büyük önem taşımaktadır. Doğaçlama çalışmalar ruhun bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarabilir. Her bir nokta bir başka anlam taşır sanat terapisinde. İşte bütün bunlar kişinin terapiye yansımasıdır. Analizi çok daha zevkli ve anlamlıdır. Sanat terapisi, terapilerin en doğalı, en şeffafı ve en nazik olanıdır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top